ALTIN KENT PRAG
Franz Kafka, 1912 yılında nişanlısına yazdığı mektupta, Prag’ı tımarhaneye benzetir. “Benim hücrem, benim çemberim, benim evim” diye sızlanır. Bu gizemli satırlarda aslında sevgisine karşılık göremeyen bir aşığın serzenişleri gizlidir. Kafka, her köşesinde yaşadığı Prag’da mutlu olamaz ama, 100 Kuleli Kent’ten de hiçbir zaman ayrılamaz. 1883-1924 yılları arasında yaşamış olan Franz Kafka, orta sınıf Yahudi ailesine mensup bir Bohemyalı’ydı. Yazar, hayatının tamamına yakınını Kinsky Palace, Schonborn Palace, Minuta Oppelt, Bilkova 10, Zeltner 3, Lange Gasse 18, Poric 7, Golden Line 22 gibi farklı köşelerinde geçirdiği Prag’dan kitaplarında pek konu etmez. Dönüşüm ve Dava gibi çok ünlü kitabında Kafka, modern insanın korkularını ve bunalımlarını anlatır. Prag’ı yabancılaşmanın kenti olarak tanımlar. Yazarın satırlarında gerçekle rüya birbirinin içindedir. İnce ironili romanlarında Prag’dan çok etkilendiğini düşünenler de vardır. Ne yazık ki Kafka, eserlerinin basıldığını bile göremeden veremden ölecektir...

---